20 Nisan 2014 Pazar

MAX VON OPPENHEİM : OSMANLI’NIN ASİL CASUSU




Bizim resmi tarih kitaplarında “Birinci Dünya Savaşında,Müttefiklerimiz kaybettiği için biz de yenik sayıldık”derler.Bu üfürükçü amcalara,bir destekte ben vereyim:
SAVAŞI BİZİM CASUSUMUZ KÖTÜ OLDUĞU İÇİN KAYBETTİK!
1900lü yılların başında Almanlar hicaz demiryolunu yapıyor ve anlaşma gereği yolun geçtiği yerin 10 km uzağına kadar maden,antika ne varsa talan etme hakları var.Tarlaları rezil eden pis kokulu kara su ,bizim cıhan imparatorunu ilgilendirmiyor.İngiliz ve almanlar ise bittabi,bu lanet maddenin ne olduğunu biliyor.
Tren yolu döne dolaşa,işallah hicaza gidecekken,ingilizler açıkta “arkeolojik kazı”izni ile almanları izliyor.Yol 50 km döşeniyor,ingilizler kazı kampını söküp,daha ileri kuruyor…
İngilizlerin başında 23 yaşında bir istihbaratçı var:Thomas Edward Lawrance.
Bu ,bizim casus Lawrance yani,hani şu sonraları esir alınıp,bir kale dolusu osmanlı abazanın üstünden geçtiği oğlan çocuğu…
Lawrance  suriyeye ilk gelişinde,1907 de bizim KARKAMIŞı ilk parmaklayan teyze Gertrude Bell ‘in kaldığı yerden devam ediyor.
Bizim casus Baron Max Von Oppenheim ise ,maceracı ,zengin bir asil.
Lawrance’i devlet desteklerken,bizimki banker babasından para alıp VİRANŞEHİR’e geliyor.Burası “Bedevi Prensi” İbrahim Paşa’nın bölgesi.İbrahim paşa ona Ahmed adlı bir bedeviyi verip ,at ile 4 günlük yol olan RESÜLAYN’a gitmesine izin veriyor.Hedef ,antik kent olduğunu duyduğu TEL HALAF yani Halaf tepesi.Baron burada yaptığı kazıda ARAMLILAR ın şehrini ,Kabara sarayını ve “Oturan Tanrıca”larını bulur.Kazı izni olmadığı için bulduklarını tekrar gömer,takı ve mücevherleri araklar tabii ki.
Bu arada dünya savaşı patlar ve almanlar barona “Sen artık casussun” derler.
Lawrance halktan bir genç,silah –patlayıcı uzmanı,baron ise baba parası yiyen ihtiyar bir asil.Bizimki casusluğu kendi yöntemi le yapmaya karar verir.Lawrance araplara para ve ülke vaad ederken,bizimki kutsal savaşı yeterli görür.Konstantinopolis’e binlerce broşür ve el ilanı siparişi verir.Bürolar açarak gelen gidene kahve ısmarlayıp broşür verir.
Bu arada Lawrance ,Osmanlı trenlerini patlatır,arap kabileleri bizim garibanların üstüne sürer.
Yani özetle:Biz savaşı casusumuz kötü olduğu için kaybettik,resmi tarihçilere arz olunur.

MERAKLISINA NOT:Bizim baron 1926 da suriyeye döner,fransızlardan izin alıp kazısını tamamlar ve ganimeti 1929 da almanyaya götürür.1930 da kendi müzesini açar.1945 de amerikalılar Berlini fosfor bombaları ile yok eder.Tüm Tel Halaf heykelleri yok olur.Oturan tanrıça 27.000 parçaya bölünür.Almanlar bu parçaları yapıştırıp 2011 de heykeli tekrar BERGAMA müzesine koyar.


 















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder