Bizim resmi tarih
kitaplarında “Birinci Dünya Savaşında,Müttefiklerimiz kaybettiği için biz de
yenik sayıldık”derler.Bu üfürükçü amcalara,bir destekte ben vereyim:
SAVAŞI BİZİM
CASUSUMUZ KÖTÜ OLDUĞU İÇİN KAYBETTİK!
1900lü yılların
başında Almanlar hicaz demiryolunu yapıyor ve anlaşma gereği yolun geçtiği
yerin 10 km uzağına kadar maden,antika ne varsa talan etme hakları
var.Tarlaları rezil eden pis kokulu kara su ,bizim cıhan imparatorunu
ilgilendirmiyor.İngiliz ve almanlar ise bittabi,bu lanet maddenin ne olduğunu
biliyor.
Tren yolu döne
dolaşa,işallah hicaza gidecekken,ingilizler açıkta “arkeolojik kazı”izni ile
almanları izliyor.Yol 50 km döşeniyor,ingilizler kazı kampını söküp,daha ileri
kuruyor…
İngilizlerin başında
23 yaşında bir istihbaratçı var:Thomas Edward Lawrance.
Bu ,bizim casus
Lawrance yani,hani şu sonraları esir alınıp,bir kale dolusu osmanlı abazanın
üstünden geçtiği oğlan çocuğu…
Lawrance suriyeye ilk gelişinde,1907 de bizim
KARKAMIŞı ilk parmaklayan teyze Gertrude Bell ‘in kaldığı yerden devam
ediyor.
Bizim casus Baron Max Von Oppenheim ise ,maceracı ,zengin
bir asil.
Lawrance’i devlet desteklerken,bizimki banker babasından
para alıp VİRANŞEHİR’e geliyor.Burası “Bedevi Prensi” İbrahim Paşa’nın bölgesi.İbrahim
paşa ona Ahmed adlı bir bedeviyi verip ,at ile 4 günlük yol olan RESÜLAYN’a
gitmesine izin veriyor.Hedef ,antik kent olduğunu duyduğu TEL HALAF yani Halaf
tepesi.Baron burada yaptığı kazıda ARAMLILAR ın şehrini ,Kabara sarayını ve
“Oturan Tanrıca”larını bulur.Kazı izni olmadığı için bulduklarını tekrar
gömer,takı ve mücevherleri araklar tabii ki.
Bu arada dünya savaşı patlar ve almanlar barona “Sen
artık casussun” derler.
Lawrance halktan bir genç,silah –patlayıcı uzmanı,baron
ise baba parası yiyen ihtiyar bir asil.Bizimki casusluğu kendi yöntemi le
yapmaya karar verir.Lawrance araplara para ve ülke vaad ederken,bizimki kutsal
savaşı yeterli görür.Konstantinopolis’e binlerce broşür ve el ilanı siparişi
verir.Bürolar açarak gelen gidene kahve ısmarlayıp broşür verir.
Bu arada Lawrance ,Osmanlı trenlerini patlatır,arap
kabileleri bizim garibanların üstüne sürer.
Yani özetle:Biz savaşı casusumuz kötü olduğu için
kaybettik,resmi tarihçilere arz olunur.
MERAKLISINA NOT:Bizim baron 1926 da suriyeye döner,fransızlardan
izin alıp kazısını tamamlar ve ganimeti 1929 da almanyaya götürür.1930 da kendi
müzesini açar.1945 de amerikalılar Berlini fosfor bombaları ile yok eder.Tüm
Tel Halaf heykelleri yok olur.Oturan tanrıça 27.000 parçaya bölünür.Almanlar bu
parçaları yapıştırıp 2011 de heykeli tekrar BERGAMA müzesine koyar.