29 Aralık 2014 Pazartesi

THE İNTERVİEW : YO, MY DİCK STİNKS!




Başlık filmden alıntı…
-Yo, I don't know who I fucked last night,but I got some stink dick.
-Yo, my dick stinks!
-So weird how you, like,just want to keep smelling it, though.
-Yo, you got to come over and smell this shit.
-Yo, come smell this.You got to identify this.

Filmi dün gece koltukta bir “redneck” gibi gülerek izledim.
Film bitti “redneck” gitti,düşündüm:
İkiz kule saldırısından hemen sonra yavru Buş ,Hollywood yapımcılarını ve cia direktörlerini toplamış ,bişiler konuşmuştu.Bu, yabancı basında ufak bir haber olarak yer aldı ve unutuldu.Yıllardır ciddi yabancı film sitelerinde bunu gündeme getiriyorum,kimse bir şey bilmiyor.Toplantıda konuşulanlar hiç sızmadı.Bu,konunun bizim gibi sinamaseverler veya gariban halklar için ne kadar vahim olduğunu ortaya koyuyor.
“Hiçbir Hollywood filmi masum değildir”
Libya,Irak ve Suriye halloldu ,sıra geldi Rusya,İran ve Kuzey Kore’ye…
Ülkeni Pazar olark amerikaya açacaksın,parasını kullanacaksın..Direnirsen kötü oyarız.
Önce “Umbedded” gazeteci,yazar-çizerle başlayıp ,filmlerle devam ederiz.Sonra Birleşmiş Milletlerde “nükleer,insan hakkı vs. deyip, infaz kararını çıkartırız,ajanlarla halkı kışkırtıp ,Gaddafi gibi, makatına demir sokup öldürürüz…
The İnterview filmi, bu aşamalardan biri…
14 aralık 2014:
Sony’nin Hollywood merkezli yapım stüdyosu Sony Pictures ‘ın “Guardians of Peace” (Barış Koruyucuları) isimli ‘hacker’ grubu tarafından ele geçirilen elektronik postalarının ortaya çıkmasından ve firmanın bilgisayar programlarında derin hasar bırakılmasından sonra tüm ödemelerin ve film çekimlerinin durdurulduğu rapor edildi. Hacker saldırısı sonrası, Sony hiçbir büyük ödemeyi gerçekleştiremez duruma geldi. Siber saldırıyı gerçekleştirenlerin Kuzey Kore bağlantılı oldukları ve Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’a gerçekleştirilen suikast planını konu alan ‘The Interview’ isimli komedi filmini engellemek adına saldırıyı yaptıkları iddia ediliyor.

20 aralık 2014

Beyaz Saray sözcüsü Josh Earnest, saldırıyı ‘ulusal güvenlik meselesi olarak nitelerken, “Gerekli yanıt verilecek” yorumunu yaptı. FBI da Kuzey Kore’yi ilk kez resmen siber saldırıyla suçladı. Uzmanlar ABD’nin Kuzey Kore’ye nasıl bir karşılık vereceğini tartışırken, hafif bir tepki gösterilmesinin Pyongyang yönetimini cesaretlendirme ihtimali vurgulanıyor.

23 aralık 2014

Kuzey Kore'de işlendiği iddia edilen insan hakları ihlalleri ilk kez BM Güvenlik Konseyi'nin gündemine geldi. Konunun BMGK gündemine alınmasına ilişkin oylamada 15 üyeden 11'i olumlu oy kullanırken, Rusya ve Çin ret oyu verdi.

27 aralık 2014

Kuzey Kore Ulusal Savunma Komisyonu’nun açıklamasında, “Obama, her zaman tropikal ormandaki bir maymun gibi sözleri ve eylemleriyle pervasızca davranıyor. Eğer ABD, Kuzey Kore’nin uyarılarına rağmen ganster tarzı keyfi uygulamalarına devam ederse, siyasi ilişkilerinde önlenemez ölümcül darbelerle karşı karşıya kalacak” denildi.


Şimdi de biraz gülün:Filmden diyaloglar.
(Çevirisi şöyle.Bipbiiipbipbbipppiibbipp..Bip bip biiip…)

******
…Fucked more women than Ellen DeGeneres.
And now it's time for the North Korean people to get their dicks wet.
******
Look, in porno, we call this the money shot.
You don't have a bunch of dudes going at it,
and then right before they finish, you cut to black and say,
 "Oh, don't worry, 12 hours later,they came all over each other. "
No! We want the all-over close-up.
All over his face.
The end!
******
-Do you pee and poo?
-Yes, I pee and poo.
-So you have a butthole.
-I've got a butthole,and it's working overtime.
******
-you did honeypot him.
-I bet you got him in here as a honey dick just in case I'm gay,but I'm not,
- You honey dicking?
 -Look, she's not honeypotting you, and I'm not honey dicking him.



23 Aralık 2014 Salı

ATATÜRK'ÜN ANKARA'YA GETİRDİĞİ DENİZLER NASIL YAĞMALANDI.



Yarın öbürgün birileri derse ki  "Tabii ki Dünya Lideri olan başkanımız, istediği
 yere saray yaptırır, asar ve keser", pek öyle  değildir. Kişisel malını millete bağış yapan
 Atatürk, bu bağışı yamyamlar yağmalasın diye  yapmamıştır.Hukuk uygulansaydı, bu yağmalama  yapılamazdı. 


  25  Ağustos 1932 tarihli derginin kapak sayfası, Atatürk  Orman Çiftliği  içerisindeki Karadeniz Havuzu’nda yapılmış olan yüzme  yarışlarına katılanların  ve kazananların fotoğraflarını  yansıtıyor.
 
 
 Evet, Atatürk  Orman Çiftliği (AOÇ) içerisinde Karadeniz’in küçük  ölçekli kopyası biçiminde bir  havuz vardı ve (çevresi yaklaşık 325 metre olan) bu  havuz halk için  yapılmıştı.
 Diğer fotoğraflar, bu havuzdan nasıl  yararlanıldığını  gösteriyor.
 
 Karadeniz  Havuzu’ndan daha önce de Marmara Denizi’nin küçük  bir kopyası olan Marmara  Havuzu yapılmıştı. Yine halk için…
 Onun  nasıl değerlendirildiği de dokuz  fotoğrafta belgelenmiş  oluyor.
  Sonra n’oldu  bu havuzlara ?
  Atatürk’ün  millete miras bıraktığı AOÇ içerisindeki bu mekânlar  halktan koparıldı.
 Yakınındaki Marmara Köşkü’nün MİT’e verilmesiyla  birlikte Marmara Havuzu da
 MİT’in özel havuzu oldu.
 
 Karadeniz  Havuzu ise, hemen yanına kondurulan Devlet  mezarlığı’nın süsüne  dönüştürüldü.

 (Bir de  ‘Akdeniz Havuzu’ olduğu bilinmektedir ama, AOÇ  içerisinde Gençlerbirliği Spor  Kulübü’ne tahsis edilen arazi içinde kalması  nedeniyle, o da halktan koparılmıştır,  fotoğrafını bile gören  yoktur).

(NOT : Mail yoluyla bana gelen bu belgenin derleyicisi ne yazık ki adını yazmamış veya emek hırsızı bir vandal tarafından silinmiş.Bulursam, eklerim.)
 




















MARİ OVASININ KUTSAL KADINLARI




Alexey Fedorchenko'nun, Batı Rusya'da yaşayan Meadow Mari (Çirmiş Ovası) halkının Pagan inanışından etkilenen törelerini anlattığı 23 çarpıcı hikayeden oluşan son filmi, kadın güzelliğine ve cinselliğine törensel bir hayranlık duyan bu kültürün sanatsal bir tasviri.
Batı Rusya’da yaşayan Fin-Ugrik etnik topluluğu Meadow Mari Pagan kültürünün ritüellerini hala devam ettirmektedir. Bu topluluk, Moskova’nın sadece 500 mil doğusunda yer alan bu bölgede, yüzyıllar süren Hıristiyan ve Müslüman hegemonyasına direnmeyi başarmıştır. Günümüzde dil ve miraslarını koruyan Mariler hala, sihirli huş ağaçlarına ve şamanlara, büyülerin gücüne ve doğanın bilgeliğine inanmaktadırlar. Bunlardan da öte, hayatın kendisine inanırlar ve bunu sağlıklı bir cinsel iştah ile bir araya getirirler...

Celestial Wives of the Meadow Mari (2012)
Comprised of 23 vignettes illuminating the pagan-influenced mores of western Russia’s Meadow Mari, the latest film from director Alexey Fedorchenko (Silent Souls) is a beguiling, painterly portrait of a culture driven by a ritualistic appreciation of female beauty and feminine sexuality.
Pagan folklore is alive amongst the Meadow Mari, a Finno-Ugric ethnic group in western Russia. Alexey Fedorchenko's latest film comprises twenty-three vignettes that centre on the sexual lives of a collection of Mari women, recreating an idiosyncratic world of magical realism in which female fertility, beauty, and, ultimately, happiness is the driving force.
























13 Aralık 2014 Cumartesi

MİRBEY’İN ŞİVEYDİZ’İ



Ben iki “AHÇI” tanırım:Garptan rahmetli Şişko Tuğrul (Şavkay),Şarktan ise kulakları çınlasın Ragıp Güzelbey.İkisi de okul arkadaşımdı.
Rahmetli Tuğrul’un mutfağını ,rahmetli Hilton Otel’den bilirim.(Tuğrul okuldayken simit ve açma kemirirdi,sonradan acısını çıkardı).
Mirbey Ragıp’ınkini ise kitabından...
Üç ay önce Gaziantep’e, Site Koleji'nin kılıç artıkları ile bir “Tetkik ve İnceleme” gezisi yapmıştık,Mirbey’in kitabını orada buldum.Okuyup uygulamak için ayva mevsimini bekledim.
BU KİTAP EZBER BOZUYOR.İçinde yüzlerce otantik ve Mirbey’in kırbaçından geçip ehlileşmiş yerel yemek var.

Özellikle meyveli tariflerden birkaç tanesini Mirbey’in affına sığınarak aşağıya aldım…