24 Mart 2015 Salı

MİLLİ SPOR:HEYKEL TAHRİBİ



Tophane’deki işçi heykelinin önce kolları kırıldı,sonra toptan yok oldu.
Sıhhiye’deki hitit geyiğinin kıçı ümmet-i müslüminin abdestini bozmaya devam ediyor.Merdiven aranıyor…
Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin sembolü Venüs heykeli, magandalar tarafından müstehcen bulunarak, yakıldı.
Gaziantep Üniversitesi’nin bahar şenliğinde sergilenen göğsü açık kadın heykeli, tahrip edildi.
Muğla Milas’ta çıplak kadın heykelinin kafası kırıldı.
İzmir sevgi parkındaki kadın heykelinin kolları bacakları, beton kesme aletiyle parçalandı.
Edirne’ye Türk Kadınlar Birliği tarafından yaptırılan özgür kadın isimli heykel, halatla çekilerek kaidesinden koparıldı.
Ordu’daki kadın heykellerine, sprey boyayla “edep yahu” yazıldı.
Bursa’da uluslararası heykel sempozyumu kapsamında yaptırılan gerçek aşk isimli kadın heykelinin, ayakları kırıldı.
Ankara Yüksel Caddesi’nin simgesi oturan kadın heykeli, kayboldu.
İstanbul’da İsrail’i protesto gösterileri sırasında, kadın figürü Akdeniz heykelinin kolu koparıldı, taşla vurula vurula gövdesi ezildi.
Başgan İ.Melih'in fıskıyesini bilem kırdılar ama o beni ilgilendirmiyor...
Türkiye’dekiler çoğunlukla bitti,gavurlardan hedef gösterelim…
Umre'den sıkılırsanız ,bi el atın bi zaamet!































10 Mart 2015 Salı

GÜLŞİFTE FARAHANİ’NİN HANG’I




Bizim kürtler onu tanımaz…
Hiner Salim ,gelmiş geçmiş en iyi kürt yönetmendir.
Önce insan,sonra kürttür.Batının kendisine sunduğu fonları,bizimkiler gibi adice,onların politik çıkarları için kullanmaz.
Dün onun “My Sweet Pepper Land” ını izledim.
Konu ,İran-Türkiye sınırında ,haritada bile olmayan bir köyde geçiyor.
Klasik bir kaçakçı toprak ağası,kovboy şerif,şirin bir pekeke kızlar ordusu ve de köy öğretmeni Gülşifte var.
Film,gerçekte bir yamalı bohça:Emir Kusturika müziği ile başlıyor,Yılmaz Güney, daha çok Yılmaz Köksal tiplemesi,çalıkuşu ,cango vs ile devam ediyor.
Bunlar önemli değil.Önemli olan ,batıdan fonlanmasına rağmen “emperyalist türkler”den falan  bahsetmemesi.
Yani,bu film maalesef iş yapmaz,ve unutulup gider..
Bir film ,bana bir şey kattığı zaman “iyi film”dir:Bu filmde HANGı tanıdım.
Filmin başında Gülşifte (Golshifteh Farahani ), sırtında kazan-leğen hibridi bişi ile dağ,taş aşıp köye ulaşmaya çalışıyor…
Sonra bunun,bir metal dümbelek versiyonu olduğu anlaşılıyor.
-“Demek ki kürtler,tencere döverken bu çalgıyı icad etmiş” diyorum. “Olamaz, acem/hint çalgısıdır” diyorum…
Adı HANG imiş ve 2000 li yılların başında isviçre’de icad olmuş.Sipariş verip sıraya girersen 1300.-euroya alabiliyormuşun.
Biraz daha arayınca,avrupadaki dilencilerin çoğunda bu aletin olduğunu görüyorum…

 

Amsterdamlı kızdan dinleyin mesela:


https://www.youtube.com/watch?v=aO8aFQquhSU

9 Mart 2015 Pazartesi

ÇOCUKLARINIZI AHIRA BAĞLAYIN NETEKİM…




Köln’deki çocuk hastalıkları hastanesinde YÖK profesörü olmayan bir madamayı huşu içinde dinliyorum:
Almanyada çocukların üçte biri alerjik hastalıklarla,immün sistem bozuklukları ile boğuşuyor ve bunun nedeni “medeniyet”.
İnsan organizması mikrobiyolojik yaratıklarla çalışır ve bunları ayırıp tartarsanız,ağırlıkları, bir vücutta 5-10 kilodur.
Bu canlılar vitaminleri vs parçalayıp bünyeye kazandırır.
 









Medenileştikçe steril bir dünyada yaşamaya başlıyoruz ,bu da yeterli çeşitte bakteri,mikrop,virus vs almamamız sonucunu doğuruyor.
Doğumdan başlayalım.Bebek steril bir ortamda yaşıyor ve vajinal doğumda, annenin tüm mikrop florası ,anında çocuğa bulaşıyor.Ve immün sistemi anında bunları tanıyor.Sistem bunlarla savaşmayı veya beraber yaşamayı öğreniyor.
Sezaryen doğumda ise durum farklı.Bebek ,steril bir ortamdan,hastanenin steril ortamına düşüyor.O anda havada ne mikro canlı varsa ,onlarla tanışıyor.
Sonra 100 çeşit kimyasalla yıkanmış temiz evinize gidiyor.Vücut ,yararlı bir mikro organizmayı tanımadığı zaman, bağışıklık sistemi ona saldırıyor ,yetmiyor, hızını alamayıp bazen kendi bedenine saldırıyor.Al sana enflamatuar romatizmalı,saman nezleli,diabetik bir çocuk…
Domuzlar,inekler,tavuklarla içiçe yaşayan kırsal alan çocuklarında bunlara pek rastlanmıyor.Saman ve arpa ambarlarında bol mikromantar,spor vs var.Ahırdaki tezeklerde de öyle.
 









Değer yönden immüniter sistemin nevraljik merkezi, barsaklarda bulunuyor.Antibiotiklerin gereksiz alımı,barsaklardaki mikro biyolojik çeşitliliği azaltıyor bu da immün sistemi zayıflatıyor.Bazı ailelerin çocuklara aşırı antibiotik vermesi durumunda ,barsaklar işlevsiz kalıyor ve “BOK TRANSPLANTASYONU” yapmak zorunda kalıyoruz.Yakın aile ferdinden alınan materyel homojenize edilip,hastanın kalın barsağına konuluyor ve flora yeniden tesis ediliyor…

NEYSE,ANLAYAN ANLAMIŞTIR,NASIL OLSA GERİSİNİ OKUMAZSINIZ…

Smart, Beautiful and Deadly



The Soviet Sniper SENİOR SERGEANT ROZA GEORGİYEVNA SHANİNA


Roza Shanina was a was a 19 year old Soviet sniper during the Second World War with 59 confirmed kills, including 12 soldiers during the Battle of Vilnius. Described by allied newspapers as the “Unseen Terror of East Prussia” she was the first female sniper to receive the Order of Glory and was the first service-woman of the 3rd Belorussian Front to receive it. 
Amid the German offensive of Operation Barbarossa, the Soviet troops were facing a considerable challenge. Tasked with the job of stopping the German advance, the Soviet Union began deploying female snipers with the assumption that they had flexible limbs, were patient and cunning.
Her diary and memoires were published by an army reporter alongside letters written from the front which detailed her hopes for a peaceful life after the war.





Ultimately, Shanina's life ended on the frontline in the battlefield and in sombre spirits. In her final diary entry, she reflected that she "cannot find a solace" now and "was of no use to anyone". She is said to have 59 confirmed kills while other researchers claim this figure to be higher, her reputation as a fearsome female fighter is not an issue up for debate.

Between 1941 – 1945 a total of 2,484 Soviet female snipers were deployed for the war and their combined tally of kills is conservatively estimated to be at least 11,280.

Watch Roza's life story animated in a short feature below: